28 Şubat 2016

Jung on Film (1957)

28 Şubat 2016 6
Nihayet Carl Gustav Jung röportajının (Jung on Film) çevirisi bitti!

Gelin önce şu sıkıcı bilgileri halledelim: Bu röportaj, Houston Üniversitesi Psikoloji Bölümü için Dr. Richard I. Evans tarafından Carl Gustav Jung ile Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü'nde 1957 yılında (5-8 Ağustos tarihleri arasında) yaptığı görüşmelerden derlenip toplanmıştır. Ancak röportajın ham hali olmadığını önemle belirtmek de isterim. Yapılan kayıtların kesilip biçilerek düzenlenmiş ve 77 dakikaya sığdırılmış halidir.

Aranızdaki "Peki, tüm kayıt ne kadar sürüyor?" şeklinde gereksiz bilgi ve ayrıntı düşkünleri için de hemen açıklama yapayım, kayıtlar toplamda 4 saat sürmekteymiş (ki mişli zaman kullanmamdan benim de izlemediğim anlaşılmıştır sanırım...)

23 Şubat 2016

Düğme

23 Şubat 2016 0
Kapı çaldı.

Ağır aksak adımlarla kapıya yöneldi Bay Jaromir. Asık suratını düzeltme gereği bile duymadan kapıyı açtı ve karşısında her türden klişeyi barındıran takım elbiseli, fötr şapkalı ve ellerinde siyah bond çanta tutan iki kişi buldu.

"Girebilir miyiz?" diye sordu biri, umursamazca içeriye adımını attı öbürü.

"Hey," diye seslenirken Bay Jaromir, soruyu soranın da yanından geçip salondaki kanepeye doğru emin adımlarla yürüdüğünü gördü. Bir an kararsızca ayakta bekledi, omuzlarını silkip kapıyı kapattı.

Heyecana kapılmadı Bay Jaromir. "Korkmadın mı?" diye soracaktı daha sonra olanları anlattığı yakın arkadaşı. "Bilmem," diyecekti Bay Jaromir, "Umursamadım."

Terliklerini sürüyerek yan yana oturmuş bu iki gizemli adamın karşısına geçti ve koltuğa bıraktı kendisini.

9 Şubat 2016

Ernst Meister'dan Üç Şiir

9 Şubat 2016 0
O Titreyişi
O titreyişi ışığın,
o mırıldanışı,
parlıyor rüzgarda
salınan bir yaprakla.

Gece çöker
ve ben
yürür dururum
-insan olmanın ağırlığıyla-
bir aşağı bir yukarı...


Burası Ki
Burası ki,
hiç ve hiç arasında,
iki büklüm olunan yer
derim ki aşktır.

Burası ki,
şansın dönüp durduğu yer,
derim ki aşktır.

1 Şubat 2016

Lanet

1 Şubat 2016 1
Uyandığında üzerinde garip bir huzursuzluk hissetti. Gerindi ve esnedi, kafasını sallayıp odasından dışarıya ilk adımını attı. Annesi çıktı hemen karşısına, gülümsedi ve oğlunun dağınık saçlarını karıştırdı. Yere yığıldı kadın, sonradan anlaşılacağı üzere, öldü. Yere düşerken çıkardığı gürültüyü duyan kocası koşarak geldi, önce dizlerinin üzerine eğilip karısını sarstı, sonra neler olduğunu öğrenmek için kalkıp oğlunun kollarına yapıştı. O da olduğu yere düştü, o da öldü. Korkuyla ve çığlıkla geriledi genç adam. Hastaneyi aradı, kapıya çıkıp komşulardan yardım istemek için bağırdı. Birkaç iyi yürekli insan koşuştu eve, içlerinden birisi delikanlıyı oradan uzaklaştırmak için omzuna dokundu, hiç vakit kaybetmeden o da bu talihsiz olaylar dizisinden nasibini aldı. Öldü.

Birden genç adam bir şeylerin farkına vardı. Ancak kendi düşüncelerine inanamadı. Sıklaşan nefesi ve titreyen eliyle ona dönen bakışlar karşısında yutkundu. Yerde yatan komşusu için bir açıklama aradı, ama bulamadı. Bir feryat koptu, yerde uzanan üçüncü kişinin üzerine komşular üşüştü. O sırada birkaçı ayakta dikilen genç adama çarptı. Çarpanların hepsi hemen orada ve o anda, öldü.

Kalabalık büyüdü, ölenler arttı, genç adam böyle bir şeyin ne kadar imkansız olacağı üzerine kafa yorup durdu ve artık ortalık inanılmayacak bir karmaşaya bürünmüşken önce geri geri adımlar atarak, sonra aniden var gücüyle koşarak oradan uzaklaştı.
 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.