28 Aralık 2017

Açlık

28 Aralık 2017 3
Nicedir unuttuğu bir şeyi hatırlamaya çalışır gibi yüzünü buruşturdu, ama zihninin köşesinden istediğini bir türlü çekip çıkaramayacağını bilmenin sıkıntısıyla sadece "Oğlum!" dedi. Sesinin yorgun düşmüş olduğunu fark etti, yine de bunu umursayacak hali yoktu: "Hazırlan, birazdan gideceğiz."

Doğrusu, oğlunda hazırlanacak pek bir güç kalmamıştı. En son on sekiz gün önce orta halli bir Doyum Evi'nden üçer hap alabilmişlerdi. Baba haplardan hiçbirine dokunmamış, oğluna ise günde yalnızca yarım hap vererek hayatta kalma ümitlerini sürdürmeye çalışmıştı. Oğlunun olanlardan pek haberi varmış gibi görünmese de halsiz ama sevecen gözlerle "Gücüm azaldı, baba!" diyordu ara ara. Boşalan midesi için böyle diyordu çocuk, ama bu, ona özgü değildi. İnsanların doygunluk haplarından başka bir şeyi gıda olarak tüketmesinin yasaklanmasından bu yana kırk iki yıl geçmişti. Aslına bakılırsa, zaten ortada tüketilecek başka bir gıda da kalmamıştı. Kimileri bunu tanrının gazabı olarak görmüştü, kimileriyse yurttaşları kendine tamamen bağlı hale getirmek isteyen hükümetlerin ortak projesi olarak. Başka görüşler de vardı elbet, ama bunların hiçbirini artık umursamıyordu baba, işin acısı, hatırlamıyordu bile.

16 Aralık 2017

Simone de Beauvoir: Neden Feministim? (1975)

16 Aralık 2017 0
2017'nin son büyük çevirisiyle karşınıza çıkıyoruz!

Evet, çoğul ekiyle, çıkıyoruz, çünkü bu sefer tek başıma yapmadım çeviriyi, 15 yıllık arkadaşlarım olan Uğur Demir ile Ahmet Ümit Köksal da çevirinin içine girdi, kafa kafaya vererek, bolca kahve tüketerek 1975 tarihli Simone de Beauvoir'ın "Neden Feministim?" konu başlıklı TV programını çevirdik ve geçtiğimiz günlerde yayınladık.

Önemli olduğunu düşündüğümüz bu kaydın insanlara ulaşıp ulaşmayacağını bilemiyorduk, ama gördüğümüz kadarıyla nispeten yayılabildi ve ufak da olsa kadın-erkek eşitliği bağlamında üretilen literatüre bir katkı sağlamış olduk. Bu açıdan, mutlu ve gururluyuz.

Çok kısaca programda neler konuşulduğundan bahsedip, daha önce -üşenerek- yapmadığım bir şeyi yapıp, programın metnini de aşağıya aktaracağım. Her ne kadar amacımız insanların önemli isimleri kendilerini ifade ederken izlemesini sağlamak olsa da, Beauvoir oldukça ciddi ve ayakları yere basan tespitleriyle yazın dünyasında da var olmayı hak ediyor.
 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.