"Evet," demişti huysuz ama kararlı bir sesle, "İstiyorum!"
Çok yaşlı değildi, ama öleceği kesinleşmişti. Bir tür hastalık ya da bir sezgi, yolun sonunda olduğunu söylüyordu ona. Kendisini koltuğa bıraktığında ve olan biten her şeyi kafasında şöyle bir ölçüp tarttığında, bir anda, hışımla, hırsla ve acı bir feryatla koca bir hayatı boşa harcadığının farkında varmıştı.
İlk kez başına gelmiyordu bunu fark etmek, ama son kez gelmiş olduğunu anladığında, bir şeyler yapması gerektiğini de derin ve giderilmesi mümkün olmayan bir pişmanlıkla kavramıştı.
Kalkıp daha önce öfkeyle fırlatıp attığı ilanı aradı evin içinde. Çöpün hemen yakınlarında buruşturulmuş olarak buldu ve elleri titreyerek numarayı çevirdi, birkaç gün sonrasına bir randevu kopardı ve telefonu kapattığında, "Tanrım," dedi içinden, "Ne olur birkaç dün daha yaşamama izin ver."
Çok yaşlı değildi, ama öleceği kesinleşmişti. Bir tür hastalık ya da bir sezgi, yolun sonunda olduğunu söylüyordu ona. Kendisini koltuğa bıraktığında ve olan biten her şeyi kafasında şöyle bir ölçüp tarttığında, bir anda, hışımla, hırsla ve acı bir feryatla koca bir hayatı boşa harcadığının farkında varmıştı.
İlk kez başına gelmiyordu bunu fark etmek, ama son kez gelmiş olduğunu anladığında, bir şeyler yapması gerektiğini de derin ve giderilmesi mümkün olmayan bir pişmanlıkla kavramıştı.
Kalkıp daha önce öfkeyle fırlatıp attığı ilanı aradı evin içinde. Çöpün hemen yakınlarında buruşturulmuş olarak buldu ve elleri titreyerek numarayı çevirdi, birkaç gün sonrasına bir randevu kopardı ve telefonu kapattığında, "Tanrım," dedi içinden, "Ne olur birkaç dün daha yaşamama izin ver."