"Ben, ölü değilim," dedi bir çırpıda. Oysa sadece adres sormuştum ona, çok anlamsız bir cevaptı bu. "İyi ama," diyecek oldum, gerisini getiremedim. Sanırım ne demem gerektiğini bilemedim. Adam gözlerimin içine baka baka tekrar etti: "Ben, ölü değilim!" Ve yürümeye devam etti. Giderken kafasını öyle bir salladı ki, canını sıkmışım gibi bir hisse kapıldım hemen oracıkta, utandım, sıkıldım. Böyle biriydim işte, nasıl bir ahmaklıkla karşı karşıya olduğum hiçbir şeyi değiştirmiyordu, hep kabahati kendimde bulacak bir yol keşfediyordum, illa ki ufak bir ayrıntının içinde kendimi suçlu çıkaracak bir gerçeği eşeleyip ortaya çıkarıyor ve ona sarılıyordum. Omuz silkmek ve başka birine adresi sormaktan başka elimden bir şey gelmeyecekti, istersem binlerce yıl durayım orada, yine de artık çok geçti, ölü olmayan adam gitmişti bile ve asla peşinden koşacak, neden böyle dediğini öğrenemeyecektim.
Alnımda biriken ter damlacıklarını çekinerek sildim ve hem kısık hem korkak bir sesle durakta bekleyen kadına yaklaştım. Gülümsemeye çalıştım, nasıl ki o adam ölü değilse, ben de sapık değildim; bunu o kadına göstermeli, daha en başta aklına minicik dahi olsa benim hakkımda kötü bir fikir gelmişse, onu buna pişman etmeliydim. Ama hayır, gülümsemeyi becerememiş olmalıyım ki kadın bir adım geriledi ve çantasını biraz daha sıkı kavradı. Hani, ne oldu, ona gününü gösterecektim? Evet, ona gününü gösterecektim! Ben de bir adım geri adım attım, anlamalıydı, umrumda değildi o, sadece bir adres soracaktım.
Alnımda biriken ter damlacıklarını çekinerek sildim ve hem kısık hem korkak bir sesle durakta bekleyen kadına yaklaştım. Gülümsemeye çalıştım, nasıl ki o adam ölü değilse, ben de sapık değildim; bunu o kadına göstermeli, daha en başta aklına minicik dahi olsa benim hakkımda kötü bir fikir gelmişse, onu buna pişman etmeliydim. Ama hayır, gülümsemeyi becerememiş olmalıyım ki kadın bir adım geriledi ve çantasını biraz daha sıkı kavradı. Hani, ne oldu, ona gününü gösterecektim? Evet, ona gününü gösterecektim! Ben de bir adım geri adım attım, anlamalıydı, umrumda değildi o, sadece bir adres soracaktım.