"İnsan, bir karar vermeden tam 6 saniye önce zihin hangi kararın verileceğini belirler. Yani karar vermek, zihnin ulaştığı sonucu keşfetmekten ibarettir.
Peki ya 6 saniyeden önce bir karar vermek gerekirse? İşte kaos, bu gereklilikten doğar. Ve kader, kaosu durdurmak için tanrının açtığı savaştan ibarettir.
Tüm yaşam sadece ikiye ayrılır: 6 saniyeden önce, 6 saniyeden sonra."
Genç adam, iki elinin arasında tuttuğu kağıtta yazan son cümleyi tekrar okudu: "6 saniyeden önce, 6 saniyeden sonra." Kağıdı ikiye katladı. Ayakkabılarını giydi ve evinin sokak kapısından çıktıktan sonra ağır adımlarla apartmanın merdivenlerini tırmanmaya başladı. O an genç adamın aklında çatıya ulaşmaktan başka hiçbir düşünce yoktu.
Merdivenlerin sonuna geldiğinde önünde çatıya doğru açılan bir kapı buldu. Cebinden, sakince, anahtarlarını çıkardı, bir kaç anahtarı denedikten sonra kapıyı açıp çatıya doğru ilk adımını attı.
Hava bulutluydu, ancak yağmur yağacak gibi görünmüyordu. Şöyle bir içine çekti temiz olduğunu varsaydığı havayı ve çatının ucuna doğru adım adım yaklaştı.
Merdivenlerin sonuna geldiğinde önünde çatıya doğru açılan bir kapı buldu. Cebinden, sakince, anahtarlarını çıkardı, bir kaç anahtarı denedikten sonra kapıyı açıp çatıya doğru ilk adımını attı.
Hava bulutluydu, ancak yağmur yağacak gibi görünmüyordu. Şöyle bir içine çekti temiz olduğunu varsaydığı havayı ve çatının ucuna doğru adım adım yaklaştı.
Vardığında aşağıya baktı genç adam. Çok fazla insan yoktu. Çatının kenarındaki yükseltiye çıktı. İşte şimdi gerçek anlamda çatının en ucundaydı.
Gözlerini karşıya dikti, bacaklarını birleştirdi, iki elini yana doğru açtı. Avuçlarının kanadığını hayal etti. Ve saymaya başladı:
1...
2...
3...
4...
5...
6...
Genç adam gözlerini kapatıp kendini boşluğa bıraktı. Elindeki kağıt havaya savruldu ve rüzgara kapılıp oradan uzaklaşmaya başladı.
Şehrin öbür ucuna kadar uçtu kağıt. Nihayet yere doğru süzüldü ve ellerini cebine sokmuş, sokakta ağır adımlarla yürüyen başka bir genç adamın göğsüne yapıştı. Genç adam kağıdı yere atmaktan son anda bir şeyler yazılı olduğunu görünce vazgeçti. Üstelik kağıt yeni gibi görünüyordu. Kağıtta ne yazdığını merak etti; ve okumaya başladı.
Genç adam hem yürüyor hem de okuyordu. Son cümleyi de okuduktan sonra durdu. Kağıdı ikiye katlayıp cebine soktu. Evine doğru yürümeye koyuldu.
Apartmanın kapısından içeri girdi ve merdivenleri çıkmaya başladı. Kendi dairesinin önüne geldi fakat durmadı; merdivenleri çıkmaya devam etti. Çatıya ulaştı. Hava hala da bulutluydu.
Kağıdı cebinden çıkardı, tekrar okudu. Çatının ucuna doğru yürüdü. Çatının ucundaki yükseltiye tırmandı. Kağıt sağ elinde, işaret ve orta parmağı arasındaydı. Sol eli cebindeydi.
Genç adam bakışlarını gökyüzüne dikti. Sağ elini, ve dolayısıyla kağıdı, havaya kaldırdı. Sol eli hala cebindeydi. Ve saymaya başladı:
1...
2...
3...
4...
5...
Genç adamın yüzünde hafif bir gülümseme belirdi, ve:
6...
Ümid Gurbanov
0 yorum var:
Yorum Gönder