1 Ocak 2015

Urgan

1 Ocak 2015
Kimse ağladığını duymamıştı. Tek bir kişi bile. Sordu sonra birkaç polis, ellerinde rengi kaçmış tükenmez kalemle doldururlarken formları, bekliyor muydunuz böyle bir şeyi diye. Cevap verdi kollarını kavuşturan komşular: "İyi biriydi." İyi biri. Yok olmanın gerçeğe tezahür eden en acımasız hali: İyi olmak. Hiçbir şeysin demiyorlar. Hiç kimsesin demiyorlar. İyisin diye geçiştiriyorlar. Bir geçiştirme hali. Fazlası değil.

Belki bir inilti diye üstelemiyor kimse, burnunu çekerken görmüşsünüzdür hiç olmazsa denmiyor, bir kez bile mi ahlamadı diye sorulmuyor... Dikkat etmez kimse böyle ufak şeylere. Ucu kendilerine dokunmadıkça, uzağa dalan bir bakışı kimse yakalamaz. Yakalamak istemez. Başına iş almak istemez. Var olmak, yük olmaktır da. Kimse kimsenin varlığını anlamak istemez. Bir köşede tek başına acı çekmeyi öğrenen insanlar bundan sevilir.

Bir gece kalın urganı düğümlerken, farenin dişlediği peynirden çıkan sesten fazlası çıkmamıştı. Kimse de böyle bir iğrençliği duymak istememişti zaten. İlk adımını tabureye attıktan sonra kaç saniye beklemişti? Bilinmez böyle şeyler. Umursanmaz. Tüm trajediler buradadır oysa. İnsanın vazgeçme isteği kaç saniye sürer? Ne kadar kararlı olabilir bunun için? İkinci adımı atmadan önce, insan ne kadar derinden yara alabilir?

Boğazında tavandan sarkan urgan varken ve artık iki adımını da atmışken taburenin üstüne, son bir kez iç geçirmekten başka bir şey gelmez kimsenin elinden. Bir fısıltı bile değildir artık duyulan. Raporlara yazılmaz bu, not düşülmez hiçbir yere, kelimeye bürünmemiş hiçbir hayal kırıklığı önem taşımaz. Birdenbire olmaz oysa bunların hiçbiri. Yıkım, yaşamın her anına yayılır ve onunla yüzleştiğinde, en fazla ve olsa olsa, eski bir tanıdıkla karşılaşmış kadar şaşırırsın.

Her ne olursa olsun, işin en vahim yanı, saklanan son teselli parçasındadır: Neden kendini öldürmek için bu yolu seçti; kendini astı? Böyle sorulsaydı eğer, tahmin edilmeyecek kadar çok cevap sunabilirdi insanlar. Oysa gerçek, en zavallı dürtülerin içinde gizlenir. Kimse tavanda asılı duran bir cesedi indirmek için ona birilerinin sarılması gerektiğini düşünmez; bir zamanlar nefes alan o cesedin öldükten sonra, hiç tanımadığı kimseler tarafından dahi olsa, son bir kez ve sıkı sıkı sarılmayı istediği için kendini astığını anlamaz.

Ümid Gurbanov

0 yorum var:

Yorum Gönder

 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.