Mayıs 2017'de çevirisine başladığım, her zaman olduğu gibi öfleyip püfleyerek bilgisayar başına oturmaktan kaçınarak ve bu yetmezmiş gibi bir de araya Lacan çevirisi de sokarak (bir anlamda Derrida'nın rızkını Lacan ile yiyerek) yaklaşık 2 ay sonra bitirdiğim 2002 tarihli yapısökümün en önemli ismi olan Jacques Derrida hakkında yapılmış belgeselin çevirisi, yüklemesi, ıvırı zıvırı nihayet bitti.
Daha evvel yaptığım Cioran, Jung, Bulgakov ve Russell çevirilerinin yanına bir anlamda gururla yerleştirdiğim Derrida, kendi özel yaşamının "arşivlenmesine" izin vermekle aslında bizlere çok büyük bir iyilikte bulunmuştur. Sizleri bilmem, ama bir düşünürü gördüğümde, onu kendini anlatırken izlediğimde, bir anlamda Derrida'nın da işaret ettiği gibi, anlattıklarını kavramakta daha az zorlanır, onu daha sonra okuduğumda zihnimdeki yerine daha uygun yerleştirdiğime inanırım.
Burada ne Derrida ne de yapısöküm anlatacak değilim, zaten öyle bir yetkinliğim de yok. Öyleyse neden böyle çeviriler yapıyorum? Çevirileri yaparken, elbette topluma bir faydam dokunsun saikiyle hareket ediyorum, ancak aynı zamanda bunu kendim için de yapıyorum. Derrida belgeselini ilk izlediğimde ve henüz çevirmeye karar vermemişken, kafamda oturtamadığım yerler olmuştu; oysa çeviri ile birlikte, Derrida'nın zihnine daha fazla girdiğimi, böylece daha fazla şey kendime katabildiğimi gördüm. Belki yine Derrida'dan yola çıkarak, narsisizmin ufak bir boyutunu burada gördüğümüzü söyleyebilirim.
Her neyse, lafı uzatmak, rezil olma ihtimalini artırır. Son olarak, çeviri sürecinde "Bir baksana, burada anlatılmak isteneni doğru mu anladım acaba?" diye kapısını her çaldığımda benden yardımını esirgemeyen Sora'ya teşekkürü bir borç bilirim.
Belgeseli YouTube ve Vimeo üzerinden izleyebilirsiniz, saf altyazıya ise PlanetDP'den ulaşabilirsiniz.
Daha evvel yaptığım Cioran, Jung, Bulgakov ve Russell çevirilerinin yanına bir anlamda gururla yerleştirdiğim Derrida, kendi özel yaşamının "arşivlenmesine" izin vermekle aslında bizlere çok büyük bir iyilikte bulunmuştur. Sizleri bilmem, ama bir düşünürü gördüğümde, onu kendini anlatırken izlediğimde, bir anlamda Derrida'nın da işaret ettiği gibi, anlattıklarını kavramakta daha az zorlanır, onu daha sonra okuduğumda zihnimdeki yerine daha uygun yerleştirdiğime inanırım.
Burada ne Derrida ne de yapısöküm anlatacak değilim, zaten öyle bir yetkinliğim de yok. Öyleyse neden böyle çeviriler yapıyorum? Çevirileri yaparken, elbette topluma bir faydam dokunsun saikiyle hareket ediyorum, ancak aynı zamanda bunu kendim için de yapıyorum. Derrida belgeselini ilk izlediğimde ve henüz çevirmeye karar vermemişken, kafamda oturtamadığım yerler olmuştu; oysa çeviri ile birlikte, Derrida'nın zihnine daha fazla girdiğimi, böylece daha fazla şey kendime katabildiğimi gördüm. Belki yine Derrida'dan yola çıkarak, narsisizmin ufak bir boyutunu burada gördüğümüzü söyleyebilirim.
Her neyse, lafı uzatmak, rezil olma ihtimalini artırır. Son olarak, çeviri sürecinde "Bir baksana, burada anlatılmak isteneni doğru mu anladım acaba?" diye kapısını her çaldığımda benden yardımını esirgemeyen Sora'ya teşekkürü bir borç bilirim.
Belgeseli YouTube ve Vimeo üzerinden izleyebilirsiniz, saf altyazıya ise PlanetDP'den ulaşabilirsiniz.
12 yorum var:
Derrida'nın cümlelerine verdiğiniz emekle onu anlamamızı sağladığınız için teşekkür ederim.
Rica ederim, izleyecek birilerinin olması yeter de artar, siz sağ olun.
Nefes kesiciydi. Çeviri için teşekkürler.
Çeviri, çok emek verilen ve dünyanın birbirini anlamasını sağlayan, çevirmenin kendini adamasıyla gerçekleşen bir durum. Özellikle de film diyaloglarını saniye saniye, dakika dakika dinlemek ve çevirmek kolay değil, tekrar teşekkürler.
Çok rica ederim.
Elinize sağlık
Rica ederim.
Ne diyor Derrida :Her okurla anlam da cogullasir.
Ceviri icin tesekkurler.
Öncelikle çeviri biz meraklılar ve öğrenmek için tutuşanlar adına büyük emek ve çok güzel bir iş olmuş. Çok teşekkürler Ümid Bey. (Ve Teşşekürler Sora) Harika ve öğretici bir çalışmaydı, mutlu olduk.
Kendim ve Sora adına rica ederim. :)
emeğiniz için teşekkürler.
Rica ederim Faruk Bey. :)
Yorum Gönder