Kadim Çin Deyimleri

Çin, Dünya'nın en eski medeniyetlerinden biri olmakla birlikte, aynı zamanda deyimleri ve öğretileri ile de oldukça geniş bir kültüre sahiptir. Elbette ki bu deyimlerin bir kısmı zaman içinde kayboldu ya da Çinli düşünürlere atfedilen öğretiler haline geldi ya da Japonya'daki Zen kültürüyle kaynaşarak kökenini yitirdi. Ne olursa olsun, bireyin iç sesini dinleyebilmesi ve dinginliğe ulaşabilmesi için gerekli öğütleri barındıran önemli ölçüde örnek elimizde bulunmaktadır.

İnternette gezinirken şu sitede gördüğüm deyimleri buraya aktarmanın önemli ve hoş olacağı kanaatine vardım. Orada yazdığına göre bu deyimler Chinese Proverbs from Olden Times, Peter Pauper Press, Mt. Vernon, N.Y., 1956 künyeli kitaptan derlenmiş. Ne de güzel bir iş görülmüş.

Çevirileri bendenize aittir.

* Dünyanın en hızlı atı bile bir kere söylenmiş olan söze yetişemez.

* Yolda bir sırrınızı açmadan evvel, çalılıklara bakın.

* Kötü söz, yüzlerce metre yankılanır.

* Bir söz yağmuru içinde, hiç kuşkusuz, hatalar yapılır.

* Keskin bir dil ya da kalem, birini bıçaksız öldürmenizi sağlayabilir.

* Şayet ilk sözünüz başarısız olmuşsa, ondan sonraki on bin tanesi de işe yaramayacaktır.

* Sessizlik içinde satranç izleyen... Ne harika insandır.

* Kimsenin bilmesini istemiyorsan, kimseye söyleme.

* Dürüst değerlendirmeler kimsenin canını yakmaz.

* Bir portakalı paylaşmak, tadını güzelleştirir.

* Hep verirsen, hep kazanırsın.

* İnşa etmek yüzlerce yıl alır, yıkmak ise bir gün.

* Yolu bilmek istiyorsan, geri dönüşünü öğren.

* Siyah boyaya dokunursan, siyah parmakların olur.

* Başarmak için üç yaşlı kişiye danış.

* Uzun gün içerisinde acele edersen, kısa yıllar içerisinde acele etmiş olursun.

* Olgun meyve kendiliğinden düşer.

* Bir dükkan açmak kolaydır, onu açık tutmak ise başka mesele...

* Görmediğin şeyi arzulayamazsın.
 
* Bir parça altınla bir parça zaman satın alamazsın.

* Zamanını boşa harcama -güneş yakında batar.

* Hayatım: Rüzgarda bir mum alevi -yaprakta bir çiğ tanesi.

* Yavaş yap, iyi yap.

* Doğarken hiçbir şey getirmeyiz; ölürken de hiçbir şey bırakmayız.

* Kralın zenginliği bile fazladan bir yıl satın alamaz.

* Ovaları görmek için dağlara tırman.

* Hukuk önemsiz kişileri kontrol eder; hak ise en güçlüleri.

* Senin yaptığın iyilikleri unut; sana yapılanları unutma.

* Dikkatli adımlayarak her yere gidilebilir.

* Kâra odaklanırsan, tuzağa düşersin.

* Yatakta karı-koca olun; salonda ise birbirinizin onur konuğu.

* İçmeyi bırakmak için, ayıkken sarhoşlarla görüşün.

* Kimse üzülmeden aziz olamaz.

* Çam, kışın bile yeşildir; işte zorluğun bilgeliği.

* Erdemliyken asla tamamen fakir olamazsınız; erdemsizken ise gerçekten zengin olamazsınız.

* Azim, karakterinizin bileyicisidir.

* Güçlü adamlar, güçlü surlar değil, güçlü şehirler yaparlar.

* Uzaklardan duyulmak için, tepedeki gongunu şiddetle vurmalısın.

* Büyük şüpheler, derin bilgelikler getirir; küçük şüpheler, ufak bilgelikler.

* Başkalarını bilmek için, önce kendini bil.

* Erdemi, yeteneklerini aşan kişi üstün kimsedir.

* Bir ulusu yönetmek, bir çocuğu yönetmekten daha kolaydır.

* Prensiplerinin olması için önce cesaretin olmalıdır.

* Başkalarını suçladığın kadar kendini suçla; başkalarını affettiğin kadar kendini affet.

* Bilge kişi kendi aklını dinler, aptal olansa kalabalıkları.

* Boyalı karga yakında tekrar siyaha döner.

* İşçilerin emeklerini koruyun, yemeklerini değil.

* İyi bir yüz, eskimiş bir şapkanın altındadır.

* Köpeklerin fakirlere karşı bir ön yargısı yoktur.

* Hiçbir at iki eyer takamaz.

* Pazarlık ederken paranızı gizleyin.

* "Duydum." iyidir; "Gördüm." daha da iyidir.

* Yaşlanıncaya dek çalışabiliriz, ama gene de bitiremeyebiliriz.

* İyi bir öğretmen, bir araba dolusu kitaptan daha iyidir.

* Kapıyı öğretmen açar; kapıdan kendin geçersin.