6 Aralık 2014

E. M. Cioran: Burukluk | Sözün Körelmesi

6 Aralık 2014
Bir yazarın sustuklarının, söylemiş olabileceklerinin, sessiz derinliklerinin üzerine eğiliriz. Bir eser bırakırsa, kendini izah ederse, tarafımızdan unutulmayı teminat altına almış olur.

*

Bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum.

*

İyi söyleme tasası, bir imanın içinde uykuya dalamayanlara vergidir.

*

Aşka, hırsa, topluma sırt çevirenlerden kendinizi sakınınız. Vazgeçmiş olmanın intikamını alacaklardır.

*

Fikirler tarihi, yalnızların kininin tarihidir.

*

Hayatında başarısızlığa uğramak şiire giriş yapmaktır.

*

İfade biçimleri aşınmış olduğundan, sanat, anlamsızlığa doğru, özel ve iletişimi mümkün olmayan bir evrene doğru yönelir. İster resimde olsun, ister müzik veya şiirde, anlaşılır bir titreme bize haklı olarak eskimiş veya bayağı görünür. İzleyici yakında ortadan kalkacaktır, sanat da onun peşinden gidecektir.

*

Bir Raskolnikov olmak — cinayet mazereti olmadan.

*

Aforizmayı sadece, kelimelerin ortasında duyulan korkuyu, o bütün kelimelerle birlikte çökme korkusunu yaşamış olanlar iş edinir.

*

"Derin" olmak kolaydır: kendimizi kusurlarımızın içinde boğulmaya bırakalım yeter.

*

Her şeyi yıktıktan sonra kendini de yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu.

*

Bir yazarın "kaynakları" utançlarıdır; bunu kendinde bulmayan, ya da bundan kaytaran kişi, ister istemez aşırmaya ya da eleştiriye yönelecektir.

*

İyi oyun yazan, cinayet duygusuna sahip olmalıdır.

*

Nietzsche, Proust, Baudelaire ya da Rimbaud, modaların çalkantısına rağmen ayakta kalıyorlarsa, bunu, zalimliklerinin çıkar gözetmemesine, şeytani cerrahilerine, hınçlarının cömertliğine borçludurlar. Bir eserin dayanmasını sağlayan, eskimesine engel olan şey acımasızlığıdır.

*

Kötümser, kendine her gün başka var olma nedenleri icat etmek zorundadır: Bir hayatın "anlamı" kurbanıdır.

*

Bir eserin her yorumu kötü ya da yararsızdır; zira her şey, doğrudan yapılmadığında geçersizdir.

*

Bir zihni, karanlık fikirleri kavramaktan duyduğu tiksinti kadar hiçbir şey kurutamaz.

*

Neredeyse bütün eserler taklit parıltılarıyla, ezbere ürpertiler ve yağmalanmış vecdlerle hazırlanmıştır.

*

Eğer son bir kuruntuyu muhafaza etmeseydi, Ömer Hayyam'a, onun cevapsız hüzünlerine gönülden kefil olurdum; fakat şaraba hâlâ inanıyordu.

*

Temel bir yanılgı olmasından da evvel, hayat, ne ölümün ne de şiirin düzeltmeyi başarabildiği bir zevksizliktir.

*

Taocu bir metnin "büyük yatakhane" diye adlandırdığı bu evrende kâbus, zihin açıklığı için tek yoldur.

*

Karanlık ruhunuzda size berraklık musallat oluyorsa Edebiyat'la uğraşmayın. Arkanızda sadece anlaşılır iç çekişler, kendiniz olmayı reddedişinizin zavallı kırıntılarını bırakırsınız.

*

Kuşkuculuk kaygının zaferidir.

— o —

Dipnot: E. M. Cioran'ın Burukluk'unu yeniden okuyayım dedim ve bu sefer altını çizdiğim yerleri de bloga taşımak istedim. Kitap aforizmalardan ve toplam 10 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm için ayrı bir başlık açarak Cioran'ı taşıyacağım bloga.

Elimdeki kaynak kitabın çevirisini Haldun Bayrı yapmıştır ve Metis Yayınları'ndan çıkmıştır. Eylül 1993 Birinci Basım'ıdır. Kitabın orijinal adı Syllogismes de l'amertume'dur ve 1952 tarihinde ilk defa yayımlanmıştır.

Kitap ilk yayımlandığı zaman ilgi görmemiş hatta Cioran'ın yakınları tarafından kötü karşılanıp "bir çuval inciri rezil ettiği" yönünde eleştiriler geitirilmiştir. Cioran ilk başta bunu kabul etmese de, kitabın ilk baskısının bile uzunca yıllar içerisinde tükenmemiş olması karşısında bu eleştiriyi makul bulmuştur.

Ancak yaklaşık 20 yıl sonra bu kitap özellikle Fransa'da ve gençler arasında oldukça popülerleşmiştir. Bunun üzerine daha sonra yapacağı söyleşi ve röportajlarda Cioran, bir kitabın kaderini asla tahmin edemezsiniz diyerek genç yazarların umutsuzluğa kapılmamasını öğütlemiştir.

Burukluk ile ilgili bir diğer önemli dipnot, Cioran'ın da belirttiği gibi, "kitap içerisinde bir fikri veya aforizmayı beğenmiyor musun, o zaman bir sayfa çevir, o fikrin ya da aforizmanın karşıtının savunulduğunu da göreceksin" şeklinde belirtilebilir. Kitap temel bir bütünlük baınrıdrmamakla birlikte, Cioran'ın bir olay veya olgu üzerine zihnini işletmesi neticesinde ulaştığı son cümleyi veya düşünceyi barındırmaktadır. Bu bakımdan, bir bütünlük arz eden kitaplar yazmak yerine parça parça metinler yazmayı seven ve bunu açıklıkla belirten Cioran'ın "sonuç"larına çok daha kısa yoldan ulaşabildiğimizi söyleyebiliriz.

0 yorum var:

Yorum Gönder

 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.