26 Aralık 2016

K.

26 Aralık 2016
K. talihsiz biriydi. Tek yapabildiği, zamanı durdurmaktı. Kırk yıl yaşamışsa da kimseye gücünü ispat edebilmiş değildi. Zamanı her durdurduğunda, tam da beklendiği gibi, her şey duruyordu. Hatta kendisi bile. Oynamayan gözlerinin ardında kendi düşüncelerine hapsoluyor ve zamanı yeniden, tam da kaldığı yerden, devam ettirinceye dek hiçbir şey yapamıyordu.

Kendisine gülen dostlarına gücenmekten vazgeçmişti gençlik yıllarının ardından. "Hakları var," diye düşünerek adımlardı odayı bir uçtan öbür uca, "bana nasıl inansınlar ki?" K.'nın kendisi bile inanmazdı kimi zaman kendi gücüne. Yine de o karanlık, zamanın durduğu an bastıran dibi görünmez karanlık onu ürkütürdü. K.'nın tek yapabildiği, zamanı durdurmaktı ve bu işte o kadar iyiydi ki, zamanı durdurduğunda ışık bile dururdu. Nice korkunç deneyimin ardından öğrenmişti K. ışığın durduğunda aslında kaybolduğunu.

Çekilmez yaşamını sonlandırma ümidiyle geçen son birkaç yıl, onu kaçınılmaz gerçeğe götürmüş ve bir çatının tepesine çıkartmıştı. K. hiç olmadığı kadar kararlıydı. Nasıl olmuşsa olmuş, bir türlü hayatla birlikte kendisinin de akıp gittiği hissine kapılamamıştı. Zamanı durdurmak hiçbir şeye çözüm olmamıştı, zaten o da bundan vazgeçeli epey olmuştu.

Bir adım daha attı ve fazla uzatmadan kendini boşluğa bıraktı. Kaç saniye sürecekti bu düşüş? Koca kırk yılda hiçbir şey değişmezken, bu birkaç saniyede en fazla ne olabilirdi? Hiç kuşkusuz böyle bir intiharın ortasında yaptığından pişman olan pek çok kişi vardı, ama hiçbirinin, her şeye rağmen, bundan vazgeçme fırsatı olmamıştı. Oysa K. talihsiz biriydi ve düşüşünün orta yerinde birdendire pişmanlıkla dolup taşmıştı. Geçmişinde yaşanmaya değer bir hayat yoktu, geleceği de şüphe doluydu; yine de yaşam, yaşamdı.

K. yaptığından pişman olmuştu, çünkü K. talihsiz biriydi ve tek yapabildiği, zamanı durdurmaktı. Olanca hızıyla yere çarpmasına bir saniyeden biraz az kalmışken zamanı durdurdu. Hep olduğu gibi, önce her şey yavaşladı. Sağa sola koşuşturan insanlar aynı anda durdular, esen hafif rüzgar kendi içine kıvrılarak hiç var olmamış gibi çekilip gitti, ışık etkisini yitirmeye ve karanlık her yeri kaplamaya başladı. K. eğer zaman durmasaydı var gücüyle çarpacağı asfalta bir karış mesafede havada asılı bir heykel gibi kalakaldı.

Artık sadece karanlık vardı. Zaman durmuştu. K. ölmemişti, ama K. artık yaşıyor muydu? Sessiz ve sonsuz bir karanlığın içinde kendi düşüncelerine boğulmuş halde daha ne kadar duracaktı? Sahi, zaman durduğuna göre K. zamanı ne kadar zaman durdurduğunu nasıl bilecekti? Daha da önemlisi, K. böyle yaparak kendisini kurtarmayı başarmış mıydı, yoksa sadece düşüşünü sonsuza dek uzatmış mıydı?

K. talihsiz biriydi. Tek yapabildiği, zamanı durdurmaktı. Ve bu, hiçbir işe yaramamıştı.

Ümid Gurbanov

0 yorum var:

Yorum Gönder

 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.