29 Mart 2015

E. M. Cioran: Burukluk | Müzik Üzerine

29 Mart 2015 0
Sıradan bir ruhla doğmuştum; müzikten, bir başka ruh istedim: Umulmadık.mutsuzlukların başlangıcı oldu bu...

*

Eğer her şeyini Bach'a borçlu olan biri varsa, o da Tanrı'dır.

*

Müziğe karşı savunma çarem olmadığından, onun despotluğuna katlanmaya ve keyfi çektiğince tanrı ya da paçavra olmaya mecburum.

*

Bizi zamana dokundurmayan hiçbir sahici müzik yoktur.

7 Mart 2015

E. M. Cioran: Burukluk | Aşkın Canlılığı

7 Mart 2015 0
Sadece erotik yaratılışta olanlar kendilerini sıkıntıya kaptırır; aşkta peşinen hayal kırıklığına uğramışlardır.

*

Bitip giden bir aşk öylesine zengin bir felsefi sınavdır ki bir berberi Sokrates'in dengi yapar.

*

Bir yosma için canına kıyan kişi, dünyayı alt üst eden kahramandan daha bütün ve daha derin bir tecrübe yaşar.

*

Ömrünün kalan kısmı boyunca aklını cinsellikte bir saniyeden biraz daha fazla yitirmeyi ummasa, kendini onunla yıpratan olur muydu?

5 Mart 2015

Hayıf

5 Mart 2015 0
Can sıkıntısı.

İşte bu kadar. Hepsi bu kadar. Can sıkıntısı. Onca yıl yaşadıktan sonra, bir tek bu açıklayabiliyordu yaşamımı: Can sıkıntısı.

Ben de ilk başta kabullenmek istemedim. Olur mu hiç öyle şey dedim. Kavuşturdum ellerimi arkamda, odanın bir o ucuna bir bu ucuna yürüyüp yürüyüp geri geldim. Durdum ve hiddetlendim: Hayır, olamaz! Bir insanın yaşamı nasıl olur da tek bir his ve cümleyle açıklanabilir! Hiçbir şey yapmadıysam bile, yaşadım ulan ben, yaşadım! Ailem oldu benim, dostlarım oldu, sevdiğim kadınlar ve çocuklarım oldu. Hadi geçiniz bu klişeleri! Tamam, geçiniz; geçelim! Hay hay! Peki ya işten kaytarıp da gittiğim deniz kenarları da mı bir anlam katmadı hayatıma? Yolda yürürken gözlerimi indirip kaldırırken bir anlığına dahi olsa gördüğüm insanların hayatını tahmin etmeye çalışmam da boşa mıydı? Kaç defa ama kaç defa bir müziğe teslim ettim ben ruhumu? Kalkıp da yakasını silkelemedim mi hiçbir şeyin? Tam da karşısında durmuşken, hiçbir şeye gönül rahatlığıyla haykırmadım mı? Bağırmadım mı hiç? Tanrım, ben ne biçim bir insanmışım! Hiçbir şey yaşamadım mı?

3 Mart 2015

E. M. Cioran: Burukluk | Din

3 Mart 2015 0
Maddenin dışında, her şey müziktir: Tanrı bile sesli bir halüsinasyondan başka şey değildir.

*

Her yerde olma avantajının sefasını süren, Tanrı değil Acı'dır.

*

Herkesin, "Ya Tanrı ya ben!" dediği bir an gelir, ve girişilen mücadeleden iki taraf da küçülmüş çıkar.

*

Dini tecrübe konusunda artık sadece teferruatlı bilginin endişelerini yaşayan Modernler, Mutlağı tartar, onun çeşitlerini inceler ve ürpertilerini mitoslara saklarlar — tarih meraklısı bilinçler için başdöndürücü olan o mitoslara. Artık dua etmez olunduğundan, dua üzerine uzun uzadıya yorumlar yapılır. Artık hayret nidaları yoktur; sadece teoriler... Din imanı boykot eder. Bir zamanlar, ama sevgiyle ama nefretle, Tanrı'nın içinde maceraya çıkılıyordu; tükenmez bir Hiçlik iken, artık sadece bir mesele olmuştur — ve bu durum mistiklerle allahsızları çok üzer.

1 Mart 2015

Paravan

1 Mart 2015 0
“Herkes bir paravanın ardına gizlenir.
Kendi kurar onu. Kendi kalır orada.
Ne kadar gerçek sanırsa paravanın gerisini,
O kadar yok olup gider gerçek koca dünya.”

Hava olması gerektiğinden daha soğuk değildi ve sokaklar gecenin herhangi bir yarısı olduğunu belli edecek kadar boştu. Ağır adımlarla yürüyen Cemil ve Orhan, siyah paltoları ve kambur duruşlarıyla uzaktan bakınca ayırt edilemiyordu. Hayatları boyunca birbirlerinden istemsizce de olsa farklı olmak için çırpınan bu iki adam, gerçeğin ezici gücüne yenik düşmüşlerdi. İnsanlar istediği kadar eğip bükmeye çalışsın değerleri ve olguları, gerçek eninde sonunda kendini gösterir ve kabul ettirir. Gerçeğe en fazla karşı çıkan ve muzaffer bir komutan edasıyla hayatını sürdürenler bile gerçeğin karşısında çaresizlerdir kendileri olma konusunda. Cemil ve Orhan da bunu anlamışlardı. Şimdi yapılması gereken şey onlar için çok basitti: En yakın çocuk parkına ulaşmak ve gökyüzünün ince ince bahşettiği karla ıslanmış toprağa uzanmak.
 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.