21 Ağustos 2019

Georg Christoph Lichtenberg: Aforizmalar

21 Ağustos 2019
Dünyada en büyük şeyler; bizim hiç dikkate değer bulmadığımız, gözümüzden kaçan ve gittikçe biriken başka sebeplerle meydana gelir.

***

Ana dilimizdeki bir kelimenin gerçek anlamını kavramamız çoğu zaman yıllar alır. Tabii bununla o kelimenin tonlama ile alabileceği anlamları da kastediyorum.

***

Kaybetmenin dereceleri vardır. Bir şeyi verilmiş zamanların hiçbirinde bulamamak o şeyi kaybetmiş olmaktır. Bazen arama zamanının sonsuza kadar uzayıp uzamayacağı o andaki şartlardan çıkarılamaz, ama çoğunlukla aramanın bir sonu olduğuna inanılır. İnsan bir şeyi yarım saatlik bir çabayla bulabileceğini biliyor da olsa, gerçekten kaybetmiş olabilir.

***

Aklını kullanması gerektiğinde, sanki sürekli sağ elini kullanan birinin sol eliyle bir şey yapması gerekiyormuş hissine kapılıyordu.

***

Beş duyunun hepsiyle birden kavrayabileceğimiz çok az şey vardır.

***

Zaman zaman sekiz gün boyunca dışarıya çıkmayıp alabildiğine keyif içinde evde oturduğum oluyor; bir emir verilseydi de aynı süreyi evde mahpus geçirmem gerekseydi, hasta olurdum. Fikir hürriyetinin olduğu yerde insan kendi dairesi içinde kolayca dolaşır; düşünmenin baskı altında tutulduğu yerde ise, izin verilen fikirler bile ürkek bir çehreyle ortaya çıkar.

***

İnsanların hala katakullilerle yönetilmesi gerektiğine göre, dünyada her şey yolunda olamaz.

***

Bir kum tanesinin bir ucundan öbür ucuna yıldırım veya ışık hızıyla hareket eden şey bize yerinde duruyor gibi görünecektir.

***

İnsanlar bir olayın nasıl olduğunu söyleyemezler, sadece bir olayın nasıl olduğunu düşündüklerini söyleyebilirler.

***

Yazan bir adamın iyi mi, kötü mü yazdığı hemen belli olur, ama bir şey yazmayıp sessiz kalanın akıllılığından mı, yoksa bilgisizliğinden mi öyle yaptığını hiçbir ölümlü çıkaramaz.

***

Dünyadaki bütün kötülüğün nedeni, eski kanunlara, eski adetlere ve eski inanışlara düşünmeden saygı duymamızdır.

***

Bir şeye "hala" inanmak ile "tekrar" inanmak arasında büyük bir fark vardır.

***

İç huzura, hiçbir görüşü olmamak kadar iyi gelen bir şey yoktur.

***

Vatan sevgisiyle öyle şeyler yazıyorlardı ki, okuyanlar sevgili vatanımızla alay ediyordu.

***

Yabancı bir dili çok iyi konuşmayı öğrenmek ve topluluk içinde gerçekten o halkın aksanıyla konuşmak için sadece hafıza ve iyi bir kulak yetmez, bir ölçüde küçük bir soytarı olmak da gerekir.

***

İnsanlar vardır, ciddi bir yüzle yapılan her şeyin makul olduğuna inanırlar.

***

İnsanın bilebildiği şey, bilmesi gerekenin ta kendisi midir?

***

Bir bilimin, ona göz ucuyla bile olsun yan bakılmasına katlanamayan en ateşli savunucuları, genellikle o bilimde pek ilerleyememiş ve bu eksiklerinin gizliden gizliye farkında olan kimselerdir.

***

Kimi ülkelerin esenliğiyle ilgili kararlar oyların çoğunluğuna göre verilir, oysa herkes itiraf eder ki, iyi insandan çok kötü insan vardır.

***

Tarafsızlık sunidir. İnsan daima taraf tutar ve iyi de eder. Hatta tarafsızlık bile taraflıdır. O, tarafsızların tarafını tutuyordu.

***

İnsanın bir meziyeti de rüya görmesi ve bunu bilmesidir. (...) Rüyalar biz uykudan uyandıkça, yavaş yavaş kaybolur; bir insanın uyanıklığının nerede başladığı söylenemez.

***

Küçük hataları bulmak, vasatın üstüne pek az çıkabilmiş, veya hiç çıkamamış kafaların özelliği olagelmiştir daima; vasatın üstüne çıkabilenler ya susar, ya da sadece bütün aleyhinde bir şey söylerler; büyük zekalar ise yaratır sadece, eleştirmeden.

***

Kabiliyeti az, okumuşluğu aklından çok olan bütün insanların ortak hatası, tabii açıklamalardan çok suni açıklamalara yönelmektir.

***

Garip değil midir, bizi öven okuyucuları yeterli bir hakem saymamız, ama onlar bizi yermeye başlar başlamaz, tinsel eserleri yargılama yeterliliğinden yoksun olduklarını ilan etmemiz?

***

İnsanı ölüm korkusuna karşı neredeyse içgüdüsel bir silahla donatmıştır tabiat Ölümsüzlük inancıyla.

***

İnsan bir Tanrı'ya olan inancını kaybetmez, ama inandığı Tanrı, çocukluğumuzun yardıma koşan Tanrısı olmaktan çıkmıştır artık; yolları bizim yollarımız, düşünceleri bizim düşüncelerimiz olmayan bir varlıktır bu, ki böylesi de çaresizlik içindeki insana pek bir yardım sayılmaz.

***

İnsanları görüşlerine göre değil, bu görüşlerin onları neye dönüştürdüğüne göre değerlendirmeli.

***

Bilgeliğin ilk adımı: Her şeyden şikayet etmek.
Son adımı: Her şeyle uzlaşmak.

***

Üç ayrı yerde, geçmişte, bugünde ve gelecekte yaşayan insan, bu içinden biri işe yaramaz haldeyse, mutsuz olabilir.

***

Ne yapıp etsem de, bana en çok acı veren şey dünyayı sıradan adamın gördüğü gibi görmek zorunda oluşumdur, oysa ki onun dünyayı yanlış gördüğünü biliyorum.

- o -

Dipnot: Aforizmalara karşı daima bir yakınlık beslemişimdir. Ancak aforizmadan kastım günümüz edebiyatında bolca karşımıza çıkan kaybeden bir erkek karakterin her şeyden vazgeçmiş, serseri bir hayatıyla birlikte taşıdığı bilgeliğinden gelen süslü sözler değil elbette ki. Gerçek anlamda bazen felsefede bazen edebiyatta bazen sanatta veya bazen de bilimde uğraş vermiş isimlerin, özellikle de geçmişe ait isimlerin görüşlerini yoğunlaştırarak belli bir kalıp içerisinde insanlara sunmaya çalıştıkları, diğer bir deyişle, sırtını gerçek bir hayata ve bilgeliğe dayamış özlü cümlelere bir çeşit saygıya benzer bir hayranlık duyuyorum.

Açık konuşmak gerekirse, Georg Christoph Lichtenberg'i de "aforizmalar" kitabını okuyana dek tanımıyordum. 1742 doğumlu bir bilim insanıymış kendisi, ama elbette ki eski dönemin insanları gibi sadece tek bir şeyle ilgilenmemiş, dolayısıyla bilim insanlığının yanında yazarlığı ve eleştirmenliği gibi sıfatlar da bulunmaktadır. Yaşamı boyunca çeşitli yerlerde yazmış çizmiş, ölümünden sonra unutulmuş, sonra tekrar gün yüzüne çıkmış yazıları. Merak edenler, yukarıdaki alıntıları yaptığım kitabının sonunda kitabın çevirmeni Tevfik Turan'ın gayet hoş bir dille kaleme aldığı biyografisine bakabilirler.

Dost Kitabevi'nden çıkan bu kitapta altını çizip de bloga aktarmadığım veya okuyup da "Neyse artık, bunun da altını çizmeyivereyim." dediğim daha pek çok aforizma bulunmakta. Kitap ile ilgili asıl hoşuma giden, yaklaşık 300 yıl önce yaşamış birisiyle umduğumdan çok daha fazla ortak görüşe sahip olmam oldu sanırım. Nedense bir nebze daha "modası geçmiş" fikirler bekliyordum, oysa benim de sahip olduğum ama adını koyamadığım bazı iç görüleri bile tespit edebilmiş Lichtenberg.

Öyleyse, mümkünse, esen kalın.

0 yorum var:

Yorum Gönder

 
Sağlıcakla kalmanızı dilerim.